Karar An’ı
Fotoğraf Az’dır, az ise çok.
Günümüz fotoğrafçısı artık elindeki son teknoloji ürünü fotoğraf makinesiyle yeri geldiğinde saniyede 8-10 kare fotoğraf çekerek işi şansa bırakmıyor. Ama fotoğraf böyle bir şey değildir. Bir deklanşör hassasiyetine sahip olmalısınız. Bunu geliştirmek yıllarınızı alabilir. Bu hassasiyete ulaşabilmenin birçok ön koşulu vardır. Size klişe gelebilir ama yazmadan olmaz evet, çok ama çok çalışmalısınız. Kullanmayı çok sevdiğim bir sözüm vardır. “Fotoğraf, hareketle eş zamanlı olmaktır” Cartier-Bresson’un “Karar Anı” dediği şeydir bu.
Önsezilerinizin çok güçlü olması gerekir. Tesadüflere karşı uyanık olmalı, tıpkı bir Flanör gibi şehri gözlemlemelisiniz. Acele etmeden, sakince, içinize çekerek. Hareketin size doğru yaklaştığını görmenizle başlayan bu evre hızlı olmanızı gerektirir. Her şey o ilk kıvılcımla başlar. Kadraj içinde konunuzla yüz yüze geldiğinizde sizi ateşleyen o kıvılcım… Tecrübesiz bir fotoğrafçı tam da bu noktada henüz hareket doruk noktasına ulaşmamış, “an” henüz belirmemişken makinesini seri çekime alıp rasgele bir tarama yapar; “Ne çıkarsa bahtıma” misali. Ama yukarda da söylediğim gibi fotoğraf böyle bir şey değildir. Vizörden konuyu takip etmeli, parmak deklanşörde hazır, o kritik anın oluşmasını beklemeli. Bu noktada tabii ki birden çok fotoğraf çekmek gerekli ama konuyu takip ederek hareketin değiştiği anlarda deklanşöre basmalısınız. Hareket tekrar değiştiğinde bir kere daha…Yani rasgele değil.
Fotoğrafın en önemli ânı burası, hareketin pik yaptığı nokta. Büyük bir heyecan. Müthiş bir merak duygusu ve hayatın içinde olmak. Göz açıp kapayıncaya kadar geçen sürede deklanşöre dokunmak, akıp giden hayatın içinden ufacık bir kesiti zaptetmek.
“An” demişken hemen aklınıza sokak fotoğrafçılığı ve çok hızlı akan görüntüler gelmesin. Manzara fotoğrafından mimariye kadar her fotoğrafın
, fotoğraflanması gereken doğru bir ânı vardır. Her fotoğraf disiplini kendi içinde farklı davranış biçimleri geliştirmemize sebep oluyor. Bir manzara içinde o kritik ânı yakalamak için uygun ışığı, uygun hava koşullarını ve bakış noktanızı doğru belirlemeniz gerekir. Mesela bulutların arasından bir an için süzülen ışık hüzmesi sizin deklanşöre basmanız gereken an olabilir. Çünkü bir an sonra o ışık hüzmesi kaybolabilir.Filmli dönemdeki kontak baskıları düşünün (www.fujiwalk.net’de ilgili videolar mevcut) konunun belli bir süre takip edilmesi ve kadraj içindeki mevcut durum değiştikçe deklanşöre basıldığını bu kontak baskılardan görebilirdiniz. En sonunda kontak baskı içinden en doğru fotoğraf seçilir ve basılarak gerekli yerlerde kullanılırdı. İşte bugün de yapmamız gereken ve yaptığımız şey tam da bu. Tek fark kontak baskı yerine bilgisayar üzerinde gerekli taramayı yaparak doğru fotoğrafın seçimini yapmamız ve gereken düzenlemeden sonra kullanmamız. Bu şu anlama geliyor,: asla tek kare fotoğraf çekip olay yerinden uzaklaşmayın. O tek karede yanlış “an”da deklanşöre basma ihtimaliniz çok yüksek. Gerçi bazen tek kareden başka şansınız olmayabiliyor ki o ayrı bir konu. Olayın içine girin, takip edin ve gereken her “an”da fotoğraflar alın. Sonrası yukarıda yazdığım gibi seçme işlemine kalsın.
Bir sokağın köşesinde durun ve bir film izler gibi önünüzden akıp geçen hayatı izleyin. Yanınıza herhangi bir kamera almayın. İzlerken bir sürü fotoğrafın gözünüzün önünde belirdiğini fark edeceksiniz. Gözünüzü açıp kapayarak fotoğraflar çekin. Belleğinize kaydedin bunları. Bir an için hayatın önünüzden ağır çekimle geçtiğini hayal edin. Tıpkı bir film sahnesinin ağırlaştırılmış görüntüsü gibi. “An”ın ne kadar hızla geçtiğini fark edeceksiniz. Hiçbir ânın geri alınamamasını dert etmeyin. Zihninizden bunları istediğiniz zaman geri çağırabilirsiniz. Kimi zaman fotoğraf çekmek yerine hayatı izlemek gerekir. Bu size çok şey katacaktır. Yaşamın içinde olun, nefes alın ve tekrar alın. Ve sonra… Bir bellek dolusu fotoğrafla evinizin yolunu tutun…
©️Hüseyin Aldırmaz. Bütün yayın hakları saklıdır. Kaynak gösterilerek tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yazar ve fotoğrafçının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz ve kullanılamaz.
Yazar: www.huseyinaldirmaz.com