Röportaj : Volkan Çolak

Fujiwalk olarak blog’da yazdığımız inceleme ve teknik yazılar dışında öncelikli olarak X photographerlar ve diğer X Kullanıcısı arkadaşlarla yaptığımız röportaj ve portfolio paylaşımlarına devam ediyoruz. Bu haftaki konuğumuz gezgin fotoğrafçı sevgili Volkan Çolak. Siz de Volkanı biraz daha yakından tanımak, hayata ve fotoğrafa bakışı hakkında bilgi sahibi olmak isterseniz kendisi ile yaptığımız keyifli röportajı aşağıdan okuyabilirsiniz. Keyifli okumalar 🙂

https://www.instagram.com/vlk_clk/

Volkan Çolak

Fujiwalk: Fotoğrafçı olmanız için size ilham veren şey nedir?

Volkan Çolak: Aslında güzel sanatların her dalı ile zaman içinde uğraştım ve hâlâ uğraşıyorum diyebilirim. İşitsel ve dramatik sanatlar her zaman hayatımın bir parçası oldu. Diğer güzel sanatlarda çok iyi bir katılımcıyım, örneğin çok iyi bir müzik dinleyicisiyim, çok iyi bir sinema izleyicisiyim ama izleyici olmanın dışında üretmek de önemli. Benim de söyleyeceklerim var diyerek bir şeyler anlatmak istedim. Sinema ve resmin ortak paydası olan fotoğrafı seçtim ve anlatmak istediklerimi anlatmaya çalışıyorum.

Volkan Çolak

Fujiwalk: Fotoğraf ile ilgili bir eğitiminiz var mı? Kendi kendinize mi öğrendiniz yoksa ikisinden de biraz mı?

Volkan Çolak: Üzerinde Fotoğrafçılık ve Kameramanlık yazan bir diplomam olsa bile ben bu kısımda hâlâ eğitim görüyorum, kendimi eğitiyorum diyebilirim. Fotoğrafa ilk başladığım zamanlar herhangi bir eğitimim yoktu. Babamdan aldığım Yashica Electro 35 ile fotoğrafa başladım. Kullananlar bilirler, makine içerisinde film yüzeyine fazla ışık düştüğünde enstantane hızını düşürmen için veya düşük ışık düştüğünde artırmak için bir ışık yanar, doğru enstantane değerinde ise söner bu ışıklar. Başlarda bu yönlendirme ve deneme yanılma yöntemi ile enstantane-diyafram ve doğal olarak filmin ışığa duyarlılığı ASA (ISO) arasındaki ilişkiyi çözdüm. Daha sonra dijital makinelere geçince de çok zorlanmadım. Bence görmek, anlamak ve bunu kadraja yansıtmak başlı başına fotoğrafın aracı değil amacı. Kısacası makineyi ve ayarlarını anlamak için 1 kitap okumak yeterli olabilir fakat felsefesini anlamak için ciltlerce kitap okumak ve yıllarca eğitim almak gerekebilir.

Volkan Çolak

Fujiwalk: Fotoğraf hayatınız boyunca size yardımcı olduğunu düşündüğünüz bazı şeyleri (dersler, kitaplar, atölye çalışmaları vb.) ve ayrıca bu yolculuğun üstesinden gelmenizi zorlaştıran bazı şeyler olduysa bunları da paylaşır mısınız?

Volkan Çolak: Negatiften başlayayım, beni engelleyen hiçbir şey olmadı açıkçası. Yardımcı kitap olarak, fotoğraf makinesini tanıtması açısından, Scott Kelby – Dijital Fotoğrafçının El Kitabını söyleyebilirim. Felsefesi üzerine ise Henri Cartier Bresson’ın Karar Anı, Susan Sontag – Fotoğraf Üzerine, Roland Barthes – Camera Lucida, Sabit Kalfagil – Kompozisyon kitaplarını paylaşabilirim. Ama bence burada esas olan fotoğrafın felsefesi ve kitabının dışında bol bol fotoğraf izlemek, kendi çektiklerimizi yorumlamak ve hatalarımızı bulmaya çalışmak çok önemli.

Volkan Çolak

Fujiwalk: Nerede yaşıyorsunuz? Yaşadığınız yer fotoğraf tarzınızı nasıl etkiliyor?

Volkan Çolak: Ankara’da yaşıyorum. Açıkçası insan ağırlıklı fotoğraf ile uğraştığım için herhangi bir zorluk çekmiyorum. Elbette bir İstanbul kadar zengin fotoğraf katmanlarına erişmek Ankara’da zor oluyor ama çok sık seyahat ettiğim için dünyanın çeşitli yerlerinde fotoğraf çekerek bu açığı biraz kapatıyorum.

Volkan Çolak

Fujiwalk: Fotoğraf hayatınızda dönüm noktası diyebileceğiniz bir olay yaşadınız mı?

Volkan Çolak: Sürekli seyahat eden biriydim ama ilk defa fotoğraf çekmek amaçlı yaptığım Endonezya gezimden sonra arkası kesilmeyen bir seyahat ve fotoğraf çekme sürecine girdim.

Fujiwalk: Fotoğrafçılığın hayatınızı iyileştirdiğini, farklılaştırdığını düşünüyor musunuz? Öyleyse nasıl?

Volkan Çolak: Elbette. Gezi ve fotoğraf gibi yapmaktan keyif aldığım iki hobimi birleştirip bir şeyler ortaya çıkardıkça ve hatta işin içine insan konusunu da ekleyince her türlü zorluğa rağmen tüm fiziki yorgunluklar yerini ruhen bir rahatlamaya bırakıyor benim için.

Volkan Çolak

Fujiwalk: Fotoğraf üretirken, farklı projeler üzerinde mi çalışıyorsunuz, yoksa o anda hissettiğiniz duyguların fotoğrafları peşinde mi koşuyorsunuz?

Volkan Çolak: Her ne kadar sürekli üzerinde çalıştığım ve beklediğimden daha uzun bir sürece yayılan 2 farklı projem olsa bile bu projeler daha bölgesel olduğu için sadece o bölgelerde bu projelere konsantre oluyorum. Ama her ne olursa olsun bir proje üzerinde çalışırken dahi hissettiğim duyguların peşinden gidiyorum. Benim için bana bir şey hissettirmeyen, samimi olmayan hiçbir fotoğrafı paylaşmıyorum. Sanırım insan ile çalışmanın zor olduğu kadar kolay tarafı da bu.

Volkan Çolak

Fujiwalk: Fotoğrafını çektiğiniz konuyla ne kadar güçlü bir bağlantınız var ve bu bağlantıyı tanımlayabilir misiniz?

Volkan Çolak: İnsanlarla tanışmayı, onları anlamayı, onlarla bir şeyler paylaşmayı seven biriyim demiştim. Fotoğraf makinesi ve dolayısı ile fotoğraf bu süreci gerçekten çok kolaylaştırıyor. Çektiğim fotoğraflarda yer alan insanların hemen hemen tümüyle iletişim kurdum, onlarla sohbet ettim en azından birçoğu ile içten bir gülümsemeyi paylaştım. Fotoğrafın benim hayatımda en önemli yeri belki de bu diyebilirim.

Volkan Çolak

Fujiwalk: Son zamanlarda kullandığınız kamera ekipmanlarınız nelerdir?

            Volkan Çolak: Çok fazla ekipman kullanmıyorum. Çantam, gövdelerim ve lenslerim benim tüm ekipmanlarım. Tripod, flaş, tetik vs. gibi ekipmanlar kullanmadığımdan sürekli kullandığım pek ekipmanım yok da diyebiliriz.

Gövde olarak Sony A7RII ve Fujifilm X-H1 kullanıyorum. Aslında yedek gövde olarak aldığım Fujifilm X-H1 şu dönemde en çok kullandığım ve kullanmaktan keyif aldığım gövdem. Analog makine olarak ise Canon A-E1 zaman zaman kullandığım bir diğer gövdem.

Lens olarak Fujifilm için ağırlıklı XF 16-55 f2.8 ve 35mm f2.0 kullanıyorum; Sony için ise 55mm f1.8 Zeiss lens kullanıyorum. Aynı zamanda her iki gövdede adaptörle kullandığım Voigtlander 40mm f1.4 ve Canon Fd 50mm f1.2 lensim var.

Çanta olarak ise, ben genelde sırt çantalarının daha kullanışlı olduğunu düşünüyorum ve 2 tane severek kullandığım çantam var. Birisi Lowepro Photo Sport 300 AW diğeri ise aslında bir fotoğraf çantası olmasa da bence fotoğraf için son derece kullanışlı Thule Enroute2.

Volkan Çolak

Fujiwalk: Tek lensle fotoğraf çekmek zorunda kalsanız hangi lensi tercih edersiniz?  Sebebini açıklar mısınız?

Volkan Çolak: Kesinlikle 50mm yüksek hızlı bir lens. İçerisinde insan barındırmayan hiçbir fotoğraf çekmediğim için benim olmazsa olmaz iki açım var; 35mm ve 50mm. Aslında bu iki açıdan 35mm hem portre hem de gündelik hayatı fotoğraflayabilmek için daha ideal görünse de, 35mm için üretilen yüksek hızlı lensler odak mesafesine bağlı olarak daha büyük ve ağır oluyorlar. Bu yüzden 50mm lensler benim vazgeçilmezim. Açı olarak fotoğraf tarzıma çok az dar kalsa bile bir iki adım geriye giderek hem açı dezavantajından kurtulabiliyorum hem de gerektiğinde portre için yeterli alan derinliğine -çoğu zaman daha fazlasına- erişebiliyorum.

Volkan Çolak

Fujiwalk: Fotoğraf makinanızla aranızdaki ilişki nedir? Sadece bir araç mı yoksa aranızda güçlü bir bağ var mı?

Volkan Çolak: Klasik bir söz vardır: Fotoğrafı makine değil göz çeker. Bu söz her ne kadar doğru olsa bile gözün makine ile haberleşebilmesi için ilave olarak ellerimizi kullanmamız gerekiyor. Makine ile eller , o aşamada daha önemli bir işi olan gözü ne kadar az meşgul ederse o kadar rahat işine konsantre olabilir göz. Bu yüzden elbette kullandığım makine ile aramda çok güçlü bir bağ olması gerekiyor. Bakmadan neresinde ne var, nereden hangi ayar yapılacak gibi bir bağı kurmam biraz zaman alıyor gövde değişikliklerinde. Buna şöyle bir örnek vereyim, teknolojik olarak daha gelişmiş bir gövdeye geçerken bile birçok fotoğrafçı 10 yıl önce kullandığı gövde ile daha güzel fotoğraflar üretir alışma sürecinde. Bunun dışında, bir makineyi elime aldığımda aynı zamanda beni heyecanlandırmalı, fotoğraf üretmeye teşvik etmeli. O yüzden aslında fotoğraf için bir araç olan makine ile güçlü bir bağım var diyebilirim.

Volkan Çolak

Fujiwalk: Fotoğraf çekerken müzik dinler misiniz? Müziğin görsel deneyimi geliştirdiğini düşünüyor musunuz? Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

            Volkan Çolak: Müziğin hayatımdaki yeri çok büyük ama fotoğraf çekerken pek müzik dinlemem. Müziğe bir konsantrasyon aracı değil amacı olarak bakıyorum, o yüzden müzik dinlerken kafamda başka düşünceler, duygular oluşuyor ve bu çekeceğim fotoğrafı etkilemeye başlıyor. Ama fotoğrafı çektikten sonra seçerken veya editlerken arkada çalan bir Leonard Cohen, Joan Baez veya Nick Cave seçimimi kolaylaştırıyor ve hatta ilginç bir şekilde konsantrasyonumu artırarak neyi doğru veya yanlış yaptığımı görmemi sağlıyor.

Fujiwalk: Fotoğraf çekmekten en çok keyif aldığınız bölgeler nereler?

Volkan Çolak: Kesinlikle Asya, hatta Güneydoğu Asya diyebilirim. Kültürünü ve insanını tanıdıkça bu bölgeleri gezerken keyif alıyorum ve bu fotoğrafa da yansıyor.

Volkan Çolak

Fujiwalk: Fotoğraf çekerken hangi sanat dallarından besleniyorsunuz? En çok hangisi ve neden?

            Volkan Çolak: Bence fotoğrafın olmazsa olmazı sinemadır. Özellikle sokak ve insan çalışan bir fotoğrafçının Andrei Tarkovsky, Wim Wenders, Abbas Kiarostami, Nuri Bilge Ceylan, Kubrick, Kar Wai Wong gibi yönetmenler başta olmak üzere, Avrupa bağımsız yapımlarını izledikçe sokağa çıkıp fotoğraf çekme isteğinin arttığını ve gelişiminin üst seviyelere çıkacağını düşünüyorum.

Fujiwalk: Fotoğrafta çekim sonrası işlemlere nasıl bakıyorsunuz, sizin için ne kadar önemli? (Photoshop, Lightroom vb.)

Volkan Çolak: Eskiden çok sert kuralları olan bir fotoğrafçıydım. Fotoğraflarımı hiçbir dijital uygulamaya sokmadan yayımlardım. Yaptığım en ağır işlem, fotoğrafı Silver Efex ile siyah beyaza çevirmek olurdu. Şu an en azından bu duygumu törpüleyerek karanlık odada yapılamayacak herhangi bir müdahaleyi yapmadan yayımlıyorum. Açıkçası benim uygulama kullanma geçmişim 1-1,5 seneye dayanıyor. Hiçbir uygulamada çok deneyimli olmadığım için o an elime ne gelirse onu kullanıyorum. Bu 1,5 sene içinde ağırlıklı olarak Lightroom kullandım. Fakat son zamanlarda özellikle Fujifilm’in jpeg kalitesi nedeniyle ikincil bir işlemeye gerek duymuyorum. Çok gerektiği durumlarda Capture One ile raw’ları editliyorum. Ana hatları ile sadece fotoğrafa analog makine efekti veren uygulamalara yöneldim. Bunun için bilgisayarda DxO Photolab – DxO Film Pack, mobil uygulamalarda ise RNI Films kullanıyorum.

Volkan Çolak

Fujiwalk: Kendinizi biraz yavaşlamış ve kaybolmuş hissettiğinizde yeniden çalışmaya başlamak için nereden veya nelerden ilham alıyorsunuz?

            Volkan Çolak: Çok fotoğraf izlemek hatta en azından kendi fotoğraflarını bile tekrar izlemek çalışmaya başlamak için bir ilham bence. Yukarıda yazdığım gibi sinema, müzik ve seyahat etmek ise başka diğer ilhamlar benim için. Açıkçası ben hayatımın uzunca bir döneminde bunlardan vazgeçmediğim ve iç içe yaşadığım için kendimi hiç yavaşlamış ve kaybolmuş hissetmedim.

Fujiwalk: Fotoğraf söz konusu olduğunda en büyük zayıflığınız nedir? Bunu geliştirmek için ne yapıyorsunuz?

Volkan Çolak: İki tane hiç sevmediğim huyum var. Bir tanesi noktasal netlik, bir diğeri hızlı diyafram. Aslında yan yana kullanıldığında ateşle barut gibiler. Yani en ufak bir hatada, hele hele sokakta birçok fotoğrafı kullanılmaz duruma getirebilecek iki ayar. Noktasal netlik sanırım benim analog makinelerden dijitale geçerken inatlaştığım bir ayar. Neyse ki artık dijital makinelerde tuşlara atamalar değiştirilebiliyor da yine noktasal ama biraz daha geniş netleme noktasına geçebiliyoruz. Bu özelliğimden zaman içerisinde kurtuldum. Açık diyafram kullanmak ise benim sokakta istemediğim nesneleri kısıtlı alan derinliği içerisinde bırakarak kurtarma yöntemim. Birçok sokak ve gezi fotoğrafçısının aksine ben daha açık diyaframlar ile çevreyi temizlemeye çalışıyorum. Eskiden diğer markalarda diyaframı tekerlek ile değiştirmek zaman aldığı için ve benim bir an karesi yakaladığımda hızlıca arka planı ayıklayabilmek için lensim en açık diyafram değerinde dururdu. Yine Fujifilm ile bu özelliğimden vazgeçtim diyebilirim. Artık lenslerimi eskiden analog makinelerde olduğu gibi 5,8 veya 8,0 civarı bir diyaframda bırakıyorum ve arka planı ayıklamam gereken bir an karesi ile karşılaştığımda, makineyi gözüme götürürken diyaframı hızlıca lens üzerinden değiştirebiliyorum.

Volkan Çolak

Fujiwalk: Fotoğraf söz konusu olduğunda en güçlü yanınız nedir? Bu gücü nasıl beslediğinizi düşünüyorsunuz?

            Volkan Çolak: İnsan ilişkileri güçlü bir kişi olduğum için çoğu insana göre girilmesi, hatta fotoğraf çekilmesi zor denilen yerlerde rahatlıkla fotoğraf çekiyorum. Örneğin aman şurası çok tehlikeli sakın gitme denilen yerlere elimde 2 tane makine ile girip fotoğraf çektiğim çok oldu veya Hindistan gibi para vermeden fotoğraf çekmen zor denilen bir coğrafyada binlerce fotoğraf çektim ve sadece 4 kişiye içimden geldiği için para verdim. Açıkçası onların da bir para beklentisi yoktu. İnsanların samimiyetimi, sevgi ve saygımı hissettiklerini ve bunun benim için paha biçilmez bir özelliğim olduğunu düşünüyorum.

https://www.instagram.com/vlk_clk/

Lütfen bu gönderiyi paylaşın, bilgi paylaştıkça çoğalır. Beni İnstagram'da takip etmeyi unutmayın. @huseyinaldirmaz