MAKİNEDEN ÇIKTIĞI GİBİ Mİ? YOKSA PHOTOSHOP MU?

Fotoğraf işleme üzerine kısa bir yazı.

Fotoğrafın bulunuşundan bu yana karanlık oda hep hayatımızda oldu. Bu kimyasal süreç olmasa sonuç fotoğrafa yani baskıya ulaşmak da mümkün olmazdı. Peki günümüzde Photoshop ve türevi yazılımların yaptığı da aslında aynı şey değil mi?

Tarihin tozlu sayfalarından bugüne kadar pek çok şey değişti, gelişti, kolaylaştı ve daha ulaşılabilir oldu. Fotoğraf banyosu ve fotoğraf baskısı terimleri yerini fotoğraf işlemek terimine bıraktı. Peki nedir bu fotoğraf işlemek. Neden bazı insanlar karanlık odaya karşı değilken, aydınlık odaya karşı çıkıyorlar ve “makinadan çıktığı gibi” sözünün arkasına saklanıyorlar? Tabi ki bilgi eksikliğinden, kulaktan dolma basmakalıp fikirlerden ve bazı fotoğraf eğitmenlerinin yanlış yönlendirmesinden. 

Fotoğraf işlemek, Photoshop ve benzeri bir programla fotoğraf makinesinin üstesinden gelemediği, eksik kaldığı bir takım sorunların ortadan kaldırılmasıdır.

İnsan gözü, bir görüntüde karanlık ve aydınlık alanlardaki detayları 14 stopa kadar dengeleyebilme yeteneğine sahip. Yani bir görüntüye baktığınızda aydınlık ve karanlık alanlardaki ışığı dengeleyerek her iki bölgeden de detay alabiliyor. Fotoğraf makinaları bu noktada biraz eksik kalıyor. Aydınlık alana göre pozlama yaptığınızda karanlık alandaki detaylar iyice kararıyor ve bir kayıp yaşanıyor. Ya da karanlık alana göre pozlama yaptığınızda aydınlık alan patladığı için o bölgedeki tüm veri fotoğraftan siliniyor. Sırf bu yüzden bile fotoğrafın düzeltilmesi zorunluluğu var. Bu en temel sorunlardan sadece bir tanesi. Bunun dışında sayısız sebeple fotoğrafın işlenmesi gerekmektedir.

Amsterdam Orjinal Jpeg | Hüseyin Aldırmaz
Amsterdam Photoshoped | Hüseyin Aldırmaz

Renkli fotoğrafta fotoğraf makinesi üreticilerinin makinalar içine gömdüğü renk algoritmasının dışına çıkarak kendi tonlamanızı yaratmak sizi bir adım öteye taşıyacak ve bir tarz oluşturmanıza yardımcı olacaktır. Burada elbette renkli tonlama üzerine bir tarzdan bahsediyorum, fotoğrafta tarz oluşturmaktan değil. Bir fotoğraftaki temel renklerin ton, doygunluk ve ışıklılık değerlerinin tutarlı bir biçimde uygulanması ve tarzın oluşumuna katkıda bulunması gerekir.

Monochrome fotoğraf içinde aynı durum söz konusu elbette. Kendinize ait bir siyah beyaz tonlama oluşturmak ve tutarlı bir kontrast oranıyla tüm fotoğrafları aynı tonlama ile işlemek yine tarz oluşturmak adına önemli.

Eye Film Museum Amsterdam : Orjinal Jpeg | Hüseyin Aldırmaz
Eye Film Museum Amsterdam : Photoshoped | Hüseyin Aldırmaz

Peki bu işin dozajı nedir? Nerede durmamız gerekiyor? Fotoğrafların temel olarak işlenmesi ile foto manipülasyonu birbirine karıştırmamak gerekiyor. Fotoğraf düzenleme, bir fotoğraftaki renk, ton, kontrast düzenlemelerinin ötesine geçmemeli. Bu sınırı tabi ki siz belirleyeceksiniz. Sınırlar içinde kaldığınız sürece fotoğraf işlemek çok doğal ve yapılması gereken bir uygulama. Aksi halde çekim aşamasında yapacağınız muhtemel sorunlar yüzünden bir çok sıkıntıyla yüz yüze geleceksiniz. Sınırı aşmak sizi bambaşka bir boyuta taşıyacak. Bu boyut tabi ki yaratıcılığınızı ve hayal gücünüzü sonuna kadar zorlayabileceğiniz manipülasyon boyutu.

Fotoğrafta manipülasyon konusuna bu yazıda girmeyeceğim. Dediğim gibi o bambaşka bir boyut. Biz fotoğrafların temel düzenlemeleri sınırında kalalım hatta belki bir tık ötesine geçelim.

Peki fotoğraflarınızı nasıl düzenleyeceksiniz? Hangi programları kullanmalısınız? Ve bu programları nasıl öğreneceksiniz? Fotoğraf düzenlemeyi öğrenmek aslında kullanılan programın kendisini öğrenmek demek değil. Photoshop dahil her program belli bir süre çalışıldığında rahatlıkla öğrenilebilir. Benim bahsettiğim konu bir fotoğrafın doğru şekilde nasıl işlenilmesi gerektiği. Asıl öğrenilmesi gereken konu bu. Bu öğrenme süreci kişiye bağlı olarak kısa veya daha uzun sürebilir. Bu konuda kendinizi geliştirebilmeniz için konusunda uzman bir eğitmenden yardım almanızı öneririm.

Peki hangi programları kullanmak gerekir. Bu konuda kendi kullandığım programlar üzerinden bilgi vereyim. Ana program olarak elbette Photoshop kullanıyorum. Nik Collection yine olmazsa olmaz programlarımdan bir diğeri. Fotoğrafları Raw formatta çektiğim için camera raw filtresini de çok sık kullanıyorum hatta öyle ki bazı fotoğrafları sadece camera rawda işleyip bıraktığım oluyor.  Bunların dışında bazı fotoğrafları Capture One ile de düzenliyorum. Mobil tarafta ise , Snapseed, Hipstamatic ve Lightroom mobile en sık kullandığım programlar.

Peki fotoğrafları çekmek için ne kullanıyorum?. Fujifilm’in resmi marka elçisi olduğum için tabi ki ana makinam Fujifilm Xpro3 ve Fujifilm X100. Mobil tarafta ise fotoğraf ve video çekimlerim için Iphone 11 kullanıyorum ve cep telefonumla çok fazla fotoğraf ve video ürettiğimi ve mobil fotoğrafçılık eğitimleri verdiğimi de belirteyim.

Sonuç Olarak:

Evet fotoğraflarınızın renk ton ve ışık değerlerinin çok daha iyi olması ve birçok farklı sebeple Photoshop ve türevi programları kullanmalısınız. Karanlık oda ne ise aydınlık oda da odur.

©️Hüseyin Aldırmaz. Bütün yayın hakları saklıdır. Kaynak gösterilerek tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yazar ve fotoğrafçının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz ve kullanılamaz.

Yazar: www.huseyinaldirmaz.com























Lütfen bu gönderiyi paylaşın, bilgi paylaştıkça çoğalır. Beni İnstagram'da takip etmeyi unutmayın. @huseyinaldirmaz