Fujıfılm objektif alırken dikkat edilmesi gerekenler.

Fujifilm objektif alırken dikkat edilmesi gereken konuları 10 madde halinde sizlerle paylaşıyoruz. Bu yazıyı okumadan objektif satın almayın.

Çekmek istediğiniz konuya karar verin


Bir önceki yazımda (fotoğraf makinesi alırken dikkat edilmesi gerekenler) değindiğim konuya objektif alırken de dikkat etmeniz gerektiğini düşünüyorum. Fujifilm’in objektif yelpazesi o kadar geniş ki kafanız çok kolay karışabilir. Zoom veya sabit odaklı objektifler, birbiri ile aynı odak uzaklığına sahip fakat maksimum diyafram açıklığı farklı olan objektifler vs. derken fotoğrafa yeni başlayan biri için durum içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor. 

Bu nedenle acele etmeden, adım adım durumu değerlendirmekte fayda var. Öncelikle tekrar belirtmeliyim ki fotoğrafa yeni başlayacaksanız ve henüz bir temel fotoğrafçılık eğitimi almadıysanız hemen ekipman almaya kalkmayın. Temel eğitim alırken eğitmeninizin danışmanlığında daha doğru bir yol haritası belirleyebilir ve gereksiz ekipman alarak boşa harcama yapmaktan kurtulursunuz. Bu eğitim süreci sizin ne tarz fotoğraflar çekmek istediğinizi de belirlemenizi sağlayacak ve böylelikle objektif alırken hangi odak uzaklığına daha çok ihtiyacınız olduğunu aşağı yukarı belirlemiş olacaksınız. 

Peki çekeceğiniz konu objektif alırken neden bu kadar önemli? Öncelikle şunu belirteyim ki her fotoğrafı aynı odak uzaklığına sahip objektifle çekemezsiniz. Farklı konular farklı objektiflerle çalışmanız anlamına geliyor.
Mesela bir vahşi yaşam fotoğrafçısı ultra geniş açılı bir objektifle vahşi hayvanları fotoğraflayamaz çünkü konudan uzak durması gerekir. Bu da uzun odaklı yani tele objektif ihtiyacı doğurur; ya da bir mimari fotoğrafçı ultra tele objektifler yerine geniş açılı objektiflere ihtiyaç duyar; bir moda fotoğrafçısı genel itibarıyla model üzerinde bir distorsiyon oluşturmamak için orta tele objektiflere ihtiyaç duyar. Sokak ve belgesel fotoğrafıyla uğraşan kimisi geniş açı, bir diğeri 50mm veya konuya yaklaşmaktan çekinen bir başkası tele objektif tercih edebilir. Burada istisnaların kaideyi bozmadığını belirteyim.  Bu örnekler çoğaltılabilir. 

İşte bu yüzden konu belirlemeden önce objektif almak riskli bir karardır. Birilerine danışmak aklınızdaki soruların çoğunu ortadan kaldırabilir. Şunu da unutmayın Fujifilm ekipman almadan önce eğer yaşadığınız şehirde bir Fujifilm mağazası varsa hafta sonu yapılan ücretsiz workshoplarda istediğiniz ekipmanı gün boyu kullanarak test edebilirsiniz. (Pandemi sebebiyle şu an workshoplar yapılmıyor. ) Ya da bana sosyal medya hesaplarımdan ulaşarak sorabilirsiniz, çekinmeyin.

Bir bütçe belirleyin


Birçok insanı en çok zorlayan konu maalesef bütçe meselesi. Ekonomik durumu iyi olan insanlar için bu noktada bir sorun yok tabii ki. Görüş açısını belirlemiş ve tek bir objektifle çalışabilen biri için durum nispeten daha kolay. Fakat birden çok objektife ihtiyacınız varsa bütçe konusunu iyi ayarlamak gerekiyor.

Fotoğrafa yeni başlamışsanız size tavsiyem ilk etapta giriş-orta seviye bir objektifle başlamanız. Yani bu ne demek, hemen gidip 16-55 f2.8 objektif alacağınıza önce 16-50 veya 18-55 f2.8-4 objektiflerden birini almak daha mantıklı. Çünkü henüz 18-55 ile 16-55’in arasında görüntü kalitesini ayıracak konumda değilsiniz. Kaldı ki 18-55 de çok iyi bir objektiftir ve sizi uzun yıllar idare eder. Böylelikle bütçenizi daha düşük tutma şansınız da olur.

Bir diğer konu, odak uzaklığı aynı olup maksimum diyafram değeri farklı olan objektifler. Kafanız en çok burada karışacak. Şunu unutmayın, diyafram değeri rakamsal olarak ne kadar küçükse, yani ne kadar açıksa, fiyat o kadar yükselecek. İşte bu nedenle bilinçlenmeden, en azından temel eğitim almadan ekipman almayın diyorum. Şöyle düşünelim; diyelim ki sokak ve belgesel fotoğrafıyla uğraşacaksınız ve 23mm objektifte karar kıldınız. Fakat baktınız ki 23mm objektifin f1.4 ve f2 diyafram olmak üzere iki faklı modeli var. Aynı durum 35mm için de geçerli.

Peki sokak ve belgesel fotoğrafı çekerken bu kadar açık diyaframlara gerek var mı? Bence yok. Hatta biz genelde ışığın durumuna göre f8-f11 arası diyaframları tercih ediyoruz. Diyeceksiniz ki “fiyatları çok mu farklı, ne olacak sanki.” Evet çok farklı. Bütçenizi kısmak istiyorsanız 23f2 ile f1.4 arasında tam 3 bin TL fark var. Kendinize şunu sorun: f1.4 alıp hiç kullanmayacağınız f1.4 diyaframa 3 bin TL para vermek sizin için mantıklı mı? Değilse f2 alıp kalan 3 bin TL’ye de başka bir objektif alabilirsiniz. 

Yukarıda yazdıklarımı açık diyafram kullanmayacağınızı düşünerek yazdım. Eğer ben o 1.4 diyaframı kullanırım diyorsanız durum değişir. 
Fujifilm’de aynı odak uzaklığına sahip ama farklı diyafram değerlerinde birçok objektif var. Karar verirken etraflıca düşünün. İlk etapta çok para harcamayın. Dediğim gibi, giriş-orta seviye objektifler sizi ortalama 5 sene götürür. Ondan sonra yetmiyor derseniz bir üst modeli ya da daha iyisini düşünün.

Su ve toz koruması var mı bakın


Bu konu gene sizin fotoğraf tarzınızla doğrudan bağlantılı aslında. Sadece stüdyoda fotoğraf çeken birinin kullanacağı ekipmanda su ve toz koruması aramasına gerek yok. Ama hobi amaçlı veya profesyonel olsun, fotoğraf hayatı sokakta-sahada geçen bir fotoğrafçının en çok dikkat etmesi gereken özelliklerden biri su ve toz koruması olup olmadığı. 

Peki neden bu kadar önemli bu konu? Fotoğrafçı olarak sokakta önemsediğim konuların başında ekipmanla mümkün olduğunca uğraşmama konusu geliyor. Yani benim için ekipman sadece mekanik bir aygıt ve ben ne diyorsam onu yapması gerek. Kötü hava koşullarında yağmur, kar, toz, toprak çekim yaparken makineye bir şey olur mu acaba diye düşünmemem lazım. Ya da onu korumak için ekstra önlemler almakla boğuşmamam gerekiyor. Ben bir insan olarak o kötü hava şartlarıyla nasıl baş ediyorsam ekipmanım da edebilmeli ki ben de bu arada fotoğrafa ve kompozisyona odaklanabileyim. 

Şöyle düşünün; diyelim ki yağmur altında çekim yapmam gerekiyor ve objektifimde su toz koruması yok. Bir elimde şemsiye kendimi korumaya çalışıyorum, diğer elimde makine ve üzerine geçirdiğim makine yağmurluğu veya en kötü ihtimalle poşetle boğuşuyorum. Bu arada makine kontrollerine ulaşmam zorlaşıyor, şemsiye beni zorluyor derken, soruyorum size nasıl fotoğrafa odaklanabilirim? Bu benim asla kabul edebileceğim bir şey değil.

Fotoğrafçı olarak rahat olabilmeliyim, fotoğraf dışında bir şeyle uğraşmadan işime konsantre olmam gerekiyor. Dolayısıyla, sahada fotoğraf çekecekseniz alacağınız objektifte su-toz koruması var mı kesin olarak öğrenin ve bu tarz objektiflere yönelin.

Ağırlıklı olarak fotoğraf mı çekeceksiniz video mu? OIS ne kadar önemli?


Bu konu artık günümüzde fotoğraf makinelerinin video performansının üst seviyelere taşınması sebebiyle çok önem kazandı. Peki objektifle video performansının alakası ne diye sorabilirsiniz. Açıklayayım:Diyelim ki video ağırlıklı çalışacaksınız, kullandığınız fotoğraf makinesi gövdesinde ibis (makine gövdesi içinde titreşim önleme sistemi) yok. Bu noktadan sonra kullanacağınız objektifte OIS (objektif içinde titreşim önleme sistemi) olup olmadığı çok şey değiştirebilir. 

“Bunlara ne gerek var artık gimbal kullanıyoruz” dediğinizi duyar gibiyim. Ama şu gerçeği de unutmayın, her şeyi gimbal üzerinde çekmiyoruz. 3 saniyelik bir görüntü için gimbal kullanmak istemediğimiz birçok durumla karşılaşabiliriz. Sadece video için belli bir bölgeye gitmişsek, plan ve program tamamen video üzerine kurulmuşsa evet gimbal kullanmak gerekiyor. Fakat ben sokakta fotoğraf çekerken bir an gördüğüm bir konunun 3-5 saniyelik de videosu alayım dediğimde muhtemelen gimbal kullanmayacağım. İşte bu gibi durumlar için titreşim önleme sistemi önemli olabilir. Bu sebeple eğer video tarafında çalışacaksanız objektif seçerken dikkatli olmanızda fayda var. 

Eğer fotoğraf tarafı sizin için ağırlıktaysa titreşim önleme sistemi özellikle tele objektiflerle elde çekim yaparken çok işinize yarayacaktır. Geniş açı objektiflerde OIS olması bana biraz mantıksız ve ticari bir ayarlama gibi geliyor, olmasa da olur. Fakat 50-140 gibi bir objektifte OIS özellikle 140mm de çekim yaparken çok şey değiştirir. En büyük avantaj daha düşük enstantanelerde de elde çekim yapmanıza izin veriyor olması. Bu nedenle tele objektiflerde OIS arayın ama geniş açılarda bence gerek yok. Fujinon XF16-80mmF4 R OIS WR Objektifte 6,5 stopluk Oıs olduğunu unutmayın. Fujifilm Global için çektiğimiz 16-80mm videomu buradan izleyebilirsiniz.

Diyafram açıklığını dikkate alın


Fotoğrafta alan derinliği kontrolünün ne kadar önemli olduğunu söylememe sanırım gerek yok. Ben yine de biraz bu konudan bahsetmek isterim. Alan derinliğini etkileyen üç faktör vardır; birincisi diyafram açıklığı

buy kamagra 100mg

, ikincisi objektif odak uzaklığı ve üçüncüsü konuya olan uzaklık. Bu başlıkta sadece diyafram açıklığına gireceğim.

Yukarıda da bahsettiğim gibi çekeceğiniz konu alan derinliğini, dolayısıyla seçeceğiniz objektiflerin maksimum diyafram açıklığını yakından ilgilendiriyor. Sırayla gidelim; Sokak ve belgesel fotoğrafçıları için genel itibarıyla (istisnaları tabii ki olabilir) açık diyafram çok fazla gerekli değildir. Esas konu ile birlikte çevreden de en fazla detayın dahil edilmesi gereken bu fotoğrafçılık türlerinde daha çok kısık diyaframlar tercih edilir ki arka plan yeterince net olsun. Örnek vermek gerekirse f:8 veya f:11 gibi. 

Portre ve moda fotoğrafçılığında durum biraz tersine dönüyor. Modelin genel itibarıyla (istisnaları tabii ki vardır) fon’dan koparılması gerektiği için hem açık diyaframlı hem de uzun odaklı objektifler kullanılır ki arka plan mümkün olduğunca bulanıklaşsın. 85mm ve üzeri odak uzaklığına sahip objektifler bu tarz çekimler için idealdir. Yine diyafram değerlerini vermemiz gerekirse f:1.2’den başlayarak f:2.8 ve f:4 gibi aralıklar iyi seçimlerdir. Bu konuyu fotoğraf türlerinin tamamını inceleyerek detaylandırabiliriz. 

Bu durum çekeceğimiz fotoğraf türüne göre objektif satın almamızı şart koşuyor maalesef. Yine yazıyorum, her fotoğrafı aynı objektifle çekmemiz imkânsız. İyi araştırmalı ve ona göre gerekli elemeler yapılarak diyafram değerini de göz önünde bulundurarak seçim yapılmalı.

Prime objektif mi yoksa zoom objektif mi? Neden?


Bir diğer ikilem ve kafa karıştıran konu da bu. Sabit odaklı mı yoksa değişken odaklı mı? Kişiye göre değişmekle birlikte, ikisinin de kendine göre avantaj ve dezavantajları mevcut. 

Zoom, yani değişken odak uzaklıklı objektiflerle başlayalım. Fotoğrafa yeni başlamamışsak ve geçmişten gelen alışkanlıklarınız varsa sorun yok. Hangisini kullanacağınızı muhtemelen biliyorsunuz. Fakat fotoğrafa yeni başlayanlar için zoom objektifler bütçe açısından daha mantıklı olabilir. Tabii üst seviye zoom objektifleri bunun dışında tutuyorum çünkü onlar gerçekten çok pahalı olabiliyorlar. 

Zoom objektifleri kendi içinde sabit diyaframlı ve değişken diyaframlı olarak ikiye ayıralım. Sabit ve açık diyaframlı zoom objektifler mesela 8-16 f2.8 veya 16-55 f2.8 gibi çok kaliteli merceklere sahip oldukları ve sabit diyaframlarından dolayı çok pahalılar. Başlangıç seviyesinde alınmaları gerekli değil bana göre (bütçeniz varsa ayrı). Belli aralıklarda zoom yapabildikleri için konuyla aranızdaki mesafeyi değiştirmeden tek objektifle birçok konuyu çekebilmenize olanak sağlıyorlar. Fakat daha büyük ve daha ağırlar. Ayrıca tek bir zoom objektifle de maalesef her şeyi çekmeniz mümkün değil. 


Diğer tarafta değişken diyaframlı objektifler mevcut. Mesela 18-55 f2.8-4 veya 18-135 f3.5-5.6 gibi. Bu objektifler nispeten daha ucuz fakat değişken diyaframlarından dolayı özellikle ışığın düşük olduğu ortamlarda sıkıntı yaratabiliyorlar.

Sabit odaklı yani prime diye tabir edilen objektifler 16 f1.4 veya 35 f1.4 gibi çok daha küçük, hafif ve daha ucuz olabiliyorlar. En düşük diyafram açıklıkları Fujinon’da f1.2’ye kadar inebiliyor. Bu da çok daha sığ alan derinliği alabilmenize olanak sağlıyor. Tek bir odak değeri olduğu için eğer bir objektifle çalışacaksanız gözünüzü eğitmeniz de daha kolay olabiliyor. Daha geniş ya da dar bir kadraj yapmak istediğinizde konuya yaklaşmanız veya uzaklaşmanız gerekiyor. Bu da özellikle geniş açıyla yaklaştığınız durumlarda sizi konunuzla yüz yüze getirebiliyor. 

Bunun gibi yazabileceğim çok fazla detay var ama başka bir yazıda bunlara değineceğim. Objektif alırken zoom ya da prime arasında karar vermek gerçekten zor olabilir ve bu tamamen kişiye kalmış bir karardır. Hafif ve küçük ekipman istiyorsanız prime objektif, ağırlık ve boyut benim için önemli değil diyorsanız zoom objektifleri tercih edebilirsiniz. Zoom veya prime çok kaliteli Fujinon objektifler mevcut. Bu kararı sizin vermeniz gerekiyor. 

Objektifin teknik detaylarına boğulmayın


Hep söylüyorum, fotoğrafçı olarak bizim işimiz kullandığımız ekipmanın teknik detaylarıyla uğraşmak değil, kompozisyona odaklanmak. Bazı arkadaşlar bu konuya çok meraklı olabiliyorlar. Bir mühendis gibi objektifin içindeki merceklerin diziliminden yapısına, kaç adet diyafram bıçağı olduğundan bayonetine kadar tüm detayları inceliyorlar. Tamam, meraklı insanlar bunları araştırabilir, buraya kadar sorun yok ama her ortamda sürekli bu teknik detayların konuşulması, sahip olduğu ekipmanla diğerlerine üstünlük kurma çabası hiçbir sanat disiplininde işe yaramaz. Hiç “benim fırçam seninkinden daha kaliteli” diyen bir ressam gördünüz mü? Umarım görmemişsinizdir.

Bu detaylar bizi ilgilendirmiyor. En fazla, objektif almadan önce keskinlik, en açık ve en kısık diyafram değerleri, af hızı ve tutarlılığı gibi konular araştırılıp ve eğer mümkünse denenip (Fujifilm’de istediğiniz ekipmanı deneyebilirsiniz) satın alma işlemi yapılmalı. Daha sonra mümkünse bu objektifle fotoğraf üretip fotoğraf konuşmak gerekiyor. İlerlemenizi sağlayacak şey bana göre budur. Kullandığım objektiflerin hiçbirinde yukarda yazdığım detaylarla ilgilenmiyorum. Tek ilgilendiğim sonuç fotoğrafın ne kadar kaliteli olduğu. Size de tavsiyem bu yönde olacak.

Auto focus hızı ve tutarlılığını dikkate alın.


Bir üst başlıkta kısaca değindim ama biraz daha açmak gerektiğini düşünüyorum. Bir objektifteki en önemli konulardan biri bana göre auto focus kabiliyetidir. Auto focus derken sadece hızdan bahsetmiyorum. Daha önemli olan konu Af tutarlılığıdır, yani netliği yaptıktan sonra bırakmaması gerekir. Ucuz seri objektiflerde Af performansları maalesef düşük olabilir. Bu sistem sizin için önemliyse, ki eminim öyle olacak, o zaman Af motoru hızlı ve tutarlı çalışan bir objektife yönelmenizi öneriyorum. 

Mesela vahşi yaşam fotoğrafçılığı, spor fotoğrafçılığı ve hatta anlık çekilen sokak fotoğraflarında hayat kurtaracak en önemli konu Af sistemidir. (Manuel fokus ve zone fokus çalışanları ayrı tutuyorum) Çok hızlı netlik yapmalı ve tutarlı olmalı. Bununla birlikte makine gövdeniz de, hatta hafıza kartı yazma hızınız da aynı hızda tepki verebilmeli. Bir bütünden bahsediyoruz. Biri olmazsa diğeri eksik kalır.

İyi araştırmalı, test etmeli ve ondan sonra almalısınız. Size tavsiyem, sadece hızlı netlemesiyle ilgilenmeyin asıl önemli konu tutarlılıkta.


Objektif ve filtre ilişkisi

Objektif satın alırken göz önünde bulundurulması gereken önemli bir konu var: objektifin ön camının korunması zorunluluğu. Fotoğraf makinesi ekipmanlarına günümüzde gerçekten çok fazla paralar ödüyoruz. Özellikle ülkemizde vergiler nedeniyle bu fiyatlar ciddi oranda yükseliyor. Fakat şunu belirtmekte fayda var ki Fujifilm Türkiye, Amerika fiyatlarıyla ürün satarak bu fiyatları hem aşağı çekiyor hem de mümkün olduğunca sabit tutmaya çalışıyor. Ekipman almadan önce Amerika ve Fujifilm Türkiye fiyatlarını kontrol ederek bunu teyit edebilirsiniz. 

Fiyatlara neden girdim? Başlıkla ne alakası var diyebilirsiniz. Açıklayayım: 
Yüksek bir ücret ödediğimiz objektifleri dışarıdan gelecek her türlü olumsuzluğa karşı korumamız gerekiyor. Bir objektifin en korunmasız kısmı ön camıdır. Ufak bir darbe veya sürtme ile rahatlıkla çizilebilir hatta kırılabilir. Bu yüzden bir UV filtre ile korunması gerekir.
Diyelim ki ortalama 5 bin TL verip yüksek kalitede bir objektif aldınız, size tavsiyem önüne hemen kaliteli bir UV filtre almadan mağazadan çıkmayın. Bu bana göre çok acil bir durum. Filtreyi nasıl olsa internetten daha ucuza bulurum diye erteleyip daha ilk kullanımınızda objektifi elinizden düşürüp camını kırabilirsiniz. Yani 300 TL verip kaliteli bir filtre almadığınız için çok daha büyük bir zarara girdiniz.

UV filtre alırken mümkün olduğunca kaliteli bir ürün alın. Piyasada 50 TL’ye satılan filtrelerin cam kalitesi kötü olduğu için çok çabuk kırılabilir, daha da önemlisi objektifin önüne kalitesiz bir cam taktığınız için görüntü kalitesinde kayıp yaşayabilirsiniz.

Kısacası binlerce lira verip aldığınız objektifinizi korumak için kaliteli bir UV filtreye birkaç yüz TL vermekten kaçınmayın; daha sonra üzülebilir ve pişmanlık yaşayabilirsiniz.

Sıfır objektif mi ikinci el mi?


Son olarak, özellikle bütçe konusunda sıkıntı yaşayanların başvurduğu ikinci el ürün üzerine birkaç düşüncemi paylaşayım. Öncelikle şunu belirteyim, bütçenizi zorlayabiliyorsanız kesinlikle sıfır objektifleri tercih edin. Bunun birçok sebebi var bu başka bir yazının konusu.

İkinci el almak zorundaysanız size tavsiyem internet üzerinde tekil şahısların sattığı ürünlerden uzak durmanız yönünde olacak. Çünkü ikinci el bir objektifin içinde meydana gelen bir arızanın farkına varmanız çok zor. Ürünü alıp çalışıp çalışmadığını kontrol edip ödeme için onay verdikten sonra o satıcıya bir daha ulaşamayabilirsiniz. Birkaç ay sonra üründe ciddi bir arıza meydana gelebilir ve çok ciddi servis maliyetleriyle yüz yüze gelebilirsiniz. İlle de ikinci el alacaksanız en az 1 yıl dükkân garantisi veren ve güvendiğiniz kişilerin önerdiği dükkanlardan almanızı tavsiye ederim.

Şimdi size başka bir önerim var: İkinci el almak zorundaysanız bir de şu seçeneği düşünün; Fujifilm Türkiye belirli dönemlerde outlet ürünleri satışa çıkarıyor. Daha uygun fiyatlı ve asıl önemlisi 3 yıl Fujifilm Türkiye resmi garantisi altında. Böylelikle riski sıfıra indirebilir ve gönül rahatlığıyla ürününüzü alıp kullanabilirsiniz. 

Bu yazının da sonuna geldik. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere. Öneri ve yorumlarınızı bu postun altına yazarak bana iletebilirsiniz. 

©️Hüseyin Aldırmaz. Bütün yayın hakları saklıdır. Kaynak gösterilerek tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yazar ve fotoğrafçının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz ve kullanılamaz.

Yazar: www.huseyinaldirmaz.com

Lütfen bu gönderiyi paylaşın, bilgi paylaştıkça çoğalır. Beni İnstagram'da takip etmeyi unutmayın. @huseyinaldirmaz