Fotoğraf Sanat mıdır?

Fotoğraf sanat mıdır? Bu bizi neden bu kadar ilgilendiriyor.

Fotoğrafı sanat olarak kabul ettiğimizi varsaysak da bu, bir fotoğrafçının ortaya koyduğu her işin sanat niteliği taşıdığı anlamına gelmez. Fotoğrafın sanat olması her fotoğrafçıyı “sanatçı” yapmayacağı gibi, sanat olmaması da fotoğrafçının değerini azaltmaz. Aslolan, bir dil olarak fotoğrafın nasıl telaffuz edildiği ve ortaya çıkan ürünün ne anlattığıdır. Fotoğrafçının işi “fotoğraf sanat mıdır?” sorusuna cevap aramak değil, benliğinden kopan parçanın fotoğraf makinesi vasıtasıyla izleyiciye çarpıp çarpmadığı olmalıdır.

“Fotoğraf sanat mıdır?” sorusu yerine “Fotoğraf nedir? Ve benim yaptığım fotoğraf mıdır?” sorularını sormak gerekir. Bu sorular fotoğrafın ve fotoğrafçının daha sağlıklı ve daha hızlı yol almasını sağlar. Bir fotoğrafla ne anlatmak, ne göstermek istiyorsunuz? Sözünüzü söyleyebilmeniz için fotoğrafın herhangi bir sıfatın arkasına sığınması mı gerekir? Fotoğrafı belli teknik kurallar içine hapsetmeye karşı olan ve bu kurallara uymaktan kesin olarak kaçınan kimi fotoğrafçılar çektikleri fotoğrafları neden sanat kalıbı içine sıkıştırmaya çabalarlar? “Fotoğrafçı özgürdür” sözü üzerinden yola çıkarak tüm kompozisyon ve teknik düzenlemeleri hiçe sayan bu tavrın fotoğrafçının kendisine ve fotoğrafa ne faydası vardır? Fotoğraf olamamış bir görüntüyü “sanat” kategorisine sokmak sizi daha değerli biri mi yapar?

Sanat nedir? sorusunu sormadan ve bunun cevabını tam olarak içselleştiremeden Fotoğraf sanat mıdır? sorusunu sormak biraz dayanaksız bir söylem olmuyor mu? Neden sadece “fotoğrafçı” demek yetmiyor? Sokak fotoğrafçısı, belgesel fotoğrafçı, moda fotoğrafçısı vb. gibi ille de bir ismin arkasına mı sığınmak gerekiyor? (profesyonelleri ayrı tutalım). Sonrasında oluşan bu kamplaşmaların kime ne faydası var? Neden fotoğraf ve fotoğrafçı yetmiyor da “o

generic levitra

, bu, şu fotoğrafçısı” ya da “fotoğraf sanatçısı” demek zorunda hissediliyor?

Tekrar esas konuya dönelim; “Fotoğraf sanat mıdır?” sorusu gereksiz bir sorudur bana göre. Bunca yıl tartışılması, içinden çıkılamaması ve hatta tüm bu sanattır, değildir kavgaları tamamen gereksizdir. Esas soru “Fotoğraf nedir?” olmalıdır. Ve fotoğraf ile uğraşmaya başlayan herkesin de fotoğraf yapmak üzerine kafa yorması; kendi dilini oluşturması ve fotoğrafını bunun üzerine inşa etmesi gerekir.

Fotoğrafın tanımını dahi yapamayan birinin fotoğrafa ne tür bir katkısı olabilir? Fotoğrafın tanımı kişiye göre değişecektir elbette. Fakat ille de her fotoğrafçının bir tanımı olmalıdır. İnsan bir derdi olmadan fotoğraf çekebilir mi? Ya da ne yaptığını bilmeden yaptığının ne kadar değeri olur? Fotoğrafı hakkında bir soru sorulduğunda, fotoğrafçının bu soruya yanıt verebilecek donanıma sahip olması gerekir. Bahanelerin devreye girdiği ve eleştiriye kapalı olan yer tam da burasıdır.

Bir derdiniz olmalı, hayata karşı bir duruş, bilgi, birikim, deneyim; ve bunlar doğrultusunda, bir dil olan fotoğrafta düzgün cümleler kurmak üzerine kafa yormanız gerekir. Dilin akıcı ve anlaşılır telaffuz edilebilmesi üzerine çalışılmalı ve kafa yorulmalıdır. Yani fotoğrafınızın hiçbir alt/üst yazıya ihtiyaç duymadan konuşabilmesi gerekir.

Son olarak alıntı bir sözle bitirelim. E.H. Gombrich’in Sanatın Öyküsü adlı kitabının giriş cümlesi şöyle başlar: “Sanat” diye bir şey yoktur aslında. Yalnızca sanatçılar vardır.

Yorumlarınızı İnstagram postu altında bizimle paylaşabilirsiniz.

©️Hüseyin Aldırmaz. Bütün yayın hakları saklıdır. Kaynak gösterilerek tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yazar ve fotoğrafçının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz ve kullanılamaz.

Yazar: www.huseyinaldirmaz.com

Lütfen bu gönderiyi paylaşın, bilgi paylaştıkça çoğalır. Beni İnstagram'da takip etmeyi unutmayın. @huseyinaldirmaz